Dijital İçerik Platformları, Hak Arama ve Rekabette Adalet

Dijital İçerik Platformları, Hak Arama ve Rekabette Adalet

Dijital İçerik Platformları, Sanatçıların Hak Arama Yolları ve Rekabette Adalet

Giriş

Son yıllarda dijital müzik platformlarında içeriklerin dinleyiciyle buluşma biçimi giderek daha fazla tartışılır hâle gelmiştir. Sanatçılar eserlerinin öneri listelerinde yer bulamaması algoritmaların nasıl çalıştığına dair bilgi eksikliği ve görünürlüklerinin platform tercihleriyle şekillenmesi gibi nedenlerle hem ülkemizde hem dünyada seslerini yükseltmektedir. Bu artan şikâyetler dijital içerik platformlarının şeffaflık adalet ve erişilebilirlik ilkeleri doğrultusunda hukuki olarak yeniden ele alınmasını zorunlu kılmaktadır.

Bu makalede dijital müzik platformlarının algoritmik tercihleri ve içerik listeleme sistemlerinin sanatçılar açısından ne gibi hukuki sorunlar doğurabileceği ele alınacak; mevcut hukuk sistemimizde bu sorunlara karşı hangi yolların mümkün olduğu ve nasıl geliştirilebileceği tartışılacaktır.

Daha önce yayımladığımız “Sanatçılar Dijital Platformlarda Neden Geri Planda Kalıyor Görünürlük Mücadelesi ve Algoritmalar” başlıklı çalışmada algoritmaların etkisine değinmiştik. Bu yazıda ise algoritmik karar süreçlerinin hukuki boyutu mevcut regülasyona dair değerlendirmeler ve çözüm yolları ele alınmaktadır.

Hukuk sistemi teknolojik gelişmelere ayak uydurmakta yetersiz kalsa dahi; mevcut ulusal ve uluslararası düzenlemeler bütüncül biçimde dikkate alınmalı ve sanatçıyı koruyacak bir adalet zemini işletilmelidir. Bu durum sanatçılar ve içerik üreticileri açısından etkili çözüm ve başvuru yollarının oluşturulması bakımından büyük önem taşımaktadır.

1. Dijital Platformlarda Algoritmalar ve İçerik Görünürlüğü

Spotify Youtube Netflix gibi dijital içerik platformlarında kullanıcıya sunulan çalma izleme listeleri ve önerilerin çeşitli algoritmalar aracılığıyla şekillenmekte olduğu bilinmektedir. Bu algoritmalar çoğunlukla kullanıcı davranışlarına dayansa da sanatçılar tarafından yapılan kamuya açık değerlendirmeler sistemin şeffaflıktan uzak ve öznel yönlendirmelere açık olduğu yönündedir. Bu da algoritmaların nasıl çalıştığına dair kamuya açık açıklayıcı bilgi eksikliğini gündeme taşımaktadır.

Bu durum eser sahibi sanatçıların belirli listelere dahil edilmemesi dinleyiciyle buluşma imkanının kısıtlanması ve ticari itibarlarının zarar görmesi gibi sorunlara yol açabilmektedir. Ayrıca tüketiciler bakımından tüketici algısının yönlendirilmesi ve tercihlerin manipülasyonu gibi farklı yansımaları da ortaya çıkmaktadır.

Spotify YouTube Netflix gibi platformlar dinleme geçmişi beğeniler benzer kullanıcı davranışları gibi çok sayıda kriter üzerinden öneri sistemleri oluşturur. Bu çalışma yöntemi pek çok verinin işlenmesi neticesinde bir öneri sisteminin ortaya çıkmasını sağlamakla birlikte sanatçıların neden önerilmediklerini ya da daha az görünür olduklarını anlayamamaları bu sistemlerin nasıl çalıştığına dair kamuya açık ve anlaşılır bilgiler sunulması gerekliliğini de gündeme taşımaktadır.

Bu noktada “algoritmik şeffaflık” yalnızca teknik değil aynı zamanda hukuki ve etik bir taleptir. Sanatçıların gelir modelleri ve mesleki itibarları büyük ölçüde bu görünürlük düzeyine bağlıdır.

2. Rekabet ve Kısıtlama

Algoritmik tercihlerin eser sahibinin görünürlüğünü kasten veya ihmalen azaltması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (“FSEK”) kapsamında “eser sahibinin tanıtım ve yayma hakkının” ihlal edildiği yönünde iddiaları gündeme getirebilir. Ayrıca benzer içerikteki sanatçılar arasında sistematik bir ayrıma yol açılması durumunda 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun (“ RKHK”) kapsamında “ayrımcı uygulama” yapılıp yapılmadığı gündem olabilir. Bunlara ilave olarak erişim engeli veya ayrıcalıklı listelemeler tüketicinin bilgi alma hakkını ihlal edebilir.

3. Hukuki Çerçeve Bakımından Değerlendirmeler

Avrupa Birliği ( Dijital Hizmetler Yasası / EU Digital Services Act (“DSA”) ve Dijital Pazarlar Yasası (“DMA”) dijital platformlara şeffaflık algoritma çalışma mantığını açıklama ve ayrımcı içerik uygulamalarına son verme yükümlülüğü getirmektedir.

Bunlardan Avrupa Birliği tarafından 2022 yılında kabul edilen Dijital Hizmetler Yasası dijital platformlar ve çevrim içi hizmet sağlayıcılar için ortak bir hukuki çerçeve sunar. Bu yasanın temel amaçları ise şunlardır:

Kullanıcı haklarını ve temel özgürlükleri korumak ,

Piyasa rekabetini teşvik etmek ,

Platformların şeffaf ve hesap verebilir olmasını sağlamaktır.

DSA’nın temel ilkeleri arasında ise özellikle şu hususlar öne çıkmaktadır:

Şeffaflık ve Bilgi Verme Yükümlülüğü olarak algoritmik öneri sistemlerinin nasıl çalıştığının kamuya açık hale getirilmesini ,

Tüketici Koruması olarak yanıltıcı reklamlar yasa dışı içerikler ve sahte ürünlerle mücadeleyi de bulundurmaktadır.

Avrupa Birliği Dijital Pazarlar Yasası ise dijital tekellerle mücadelede yeni bir süreci başlatmış ve Avrupa Birliği’nin dijital pazarlarda adil rekabeti sağlamak amacıyla getirdiği çığır açıcı bir düzenleme olmuştur. Bu düzenlemenin temel hedefi “gatekeeper” (geçit denetleyicisi) olarak tanımlanan büyük dijital platformların piyasa gücünü kötüye kullanmalarını engellemektir.

Bununla birlikte Algoritma Şeffaflığına yönelik yapay zekâ temelli platform davranışlarının denetlenmesine ilişkin ülkemizde spesifik bir düzenleme bulunmamaktadır. Buna rağmen düzenleme bulunmayan alanlara dair AB mevzuatı dikkate alınarak dijital platformların sorumluluklarının değerlendirilmesi ve yükümlülüklerine ilişkin başvuru yollarının geliştirilmesinin mümkün olabileceği düşünülmektedir.

Bunların yanı sıra ülkemizde yürürlükte olan 6698 sayılı KVK Kanunu “FSEK ” , “RKHK ” , Tüketicinin Korunması düzenlemeleri kapsamında eser sahibinin haklarının tanımlanması dijital platformların öneri sistemlerine dair daha şeffaf açıklayıcı ve denetlenebilir mekanizmaların hayata geçirilmesi talebinin tüm taraflar için karşılanmasının zorunlu kılınması ve bu yöndeki taleplerin güvence altına alınmasını sağlayacak kurumsal yapıların oluşturulması önem arz etmektedir.

4. Öneriler

Tarafların sorumluluk ve haklarını netleştiren hukuki süreçlerin yanı sıra aşağıdaki mekanizmaların da hayata geçirilmesi faydalı olacaktır. Örneğin,

Dijital platformlarla imzalanan sözleşmelerde sanatçının görünürlük ve veri erişimi hakkını koruyan hükümlerin yer alması,

Sanatçı birliklerinin dijital platformlara karşı ortak çıkarlara dayalı şeffaflık talepleri oluşturması,

Dijital platformlara şeffaf algoritma raporlama yükümlülüğü getiren yasal düzenlemeler,

Telif birlikleri ve Rekabet Kurumu’nun birlikte çalışmasıyla algoritmik adalete dair denetim mekanizmalarının kurulması,

Kullanıcılar için “niye bu listeyi görüyorum?” gibi bilgi ekranı sunumu,

Dijital platformlara öneri sistemlerinin temel ilkelerini kamuya açıklama yükümlülüğü getirilmesi,

Algoritma temelli ayrımcılık ve telif ihlallerinin denetlenmesi.

Sonuç

Dijital platformlar sanatçının görünürlüğü gelir modeli ve topluma ulaşması için temel araçlardan biri haline gelmiştir. Bu platformların taraflara şeffaflık sunması ve algoritmaların denetlenebilir yapıda olması sanatçı hakları için olumsuz durumların gelişmesinin önüne geçebilir. Hukukun dijital çağın bu karmaşık yapısına uygun koruma araçları geliştirmesi ve küresel düzlemde ve ülkemizde mevcut düzenlemelerin bir arada amaca uygun şekilde kullanılarak sağlıklı başvuru ve sorgulama yöntemlerinin uygulanması sanatçıların muhatap bulmakta zorlandığı bir düzenden şeffaf ve adil bir dijital ekosisteme geçişin sağlanması için kaçınılmaz bir gerekliliktir.

Av.Halil Murat BERBERER